İnsanlık tarihindeki bazı dönüm noktaları, toplumları derinden değiştirme gücüne sahiptir. Bu dönüm noktalarından biri olan Sanayi Devrimidir. Sanayi Devrimi günümüzde de toplumları etkilemeye devam etmektedir. Bu dönem, seri üretimi mümkün kılan ve büyük ölçüde insanın yerini alan makinelerin endüstriyel sahnede ortaya çıkmasına, ailenin günlük yaşamını sürdürmekten tek başına sorumlu olan kadınların da iş yaşamına dahil olduğu devrimci bir sürecin başlamasını tetiklemiştir.
Daha önce yalnızca ev hayatında etkin bir şekilde var olan ama şimdi işyerine giren ve aile üyeleri dışındaki insanlar için “üreten” kadınlar, elbette o dönemin zihniyetinde kolay kolay kabul edilmiyor. Ancak savaş nedeniyle ekonomik bir zorunluluk haline geldiğinde çalışan kadının toplumdaki konumu gelişmiştir. Başlangıçta profesyonel kadınlara tepki gösterme zihniyeti, mesleklerin bu sefer “kadın işi” ve “erkek işi” olarak bölünerek cinsiyet ayrımcılığını ortaya çıkartmıştır. Ancak kadınların iş ve akademik hayata katılımının yarattığı katma değer, insanların onları zorlamaya çalıştığı dar modellerin çok ötesine geçiyor. Hayatın her alanında etkin ve başarılı bir şekilde var olan kadınların öneminin biraz daha anlaşılması için “Neden iş yaşamında kadınlar olmalı?” yazımızı hazırladık.
İş Hayatında Kadının Önemi
Kadınların işgücüne katılımı ekonomik ve sosyal hayatın sürdürülebilirliği için gerekli bir koşuldur. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde arzu edilen refah düzeyine ulaşmanın tek yolu kadınların hayatın her alanına dahil edilmesidir. Kadınların iş hayatına katkıları, dünya genelindeki ekonomik krizlere ve adaletsiz büyümeye yönelik olabilir.
McKinsey tarafından hazırlanan bir rapora göre; kadınlar ekonomiye erkeklerle aynı oranda katılsaydı, küresel gayri safi milli hasıla 2025 yılına kadar toplam 28 trilyon dolar artacaktı. Göz ardı edilemeyecek bu önemli sayıya ek olarak, kadınların iş hayatına aktif katılımı, yoksulluğun azaltılması, yenilikçilik, çeşitlilik, iyi yönetişim, sürdürülebilirlik ve karar verme süresinin kısaltılması gibi faydaları da beraberinde getirecektir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun 2019 araştırma sonuçlarına göre ise, kadınların iş dünyasına katkılarının azımsanmayacak kadar fazla olduğunu ortaya çıkartmıştır. 70 ülkeden 13 bin işletme üzerinde yapılan regresyon analizi kadınların iş hayatındaki katkılarını şu şekilde ortaya koymaktadır:
- Yönetim kurulundaki kadın sayısındaki artışla birlikte şirketlerin iş akışı %20 oranında iyileşmiştir.
- Kadın istihdamına ek olarak, bireysel haklar ve şirket politikaları açısından cinsiyet eşitliğini sağlayan şirketlerin kârlılık ve verimliliği artırma olasılığı %62,6 daha fazla olmuştur.
- En iyi performans gösteren çalışanları elde tutma olasılığı %59,7 daha fazla oran göstermiştir.
- Şirketlerin itibarını iyileştirme olasılığı %57,9 artış göstermiştir.
- Şirketlerin tüketici ihtiyaçlarını daha doğru takip etme olasılığı %37,9 artmıştır.
Kurulların cinsiyet dağılımına ilişkin çok sayıda akademik çalışma da kadınların şirket değerlerini ve imajını olumlu yönde doğrudan etkilediği açıkça görülmektedir. Ülkemizde kadınların iş yaşamına aktif katılımına yönelik politika ve uygulamalar geliştirilmeye çalışılmakta, ayrıca ülkemizden küresel şirketlerin üst düzey yöneticilerine atanan birçok başarılı kadın isim bulunmaktadır.
Neden iş yaşamında kadınlar olmalı? konusu gibi kadınlar ile ilgili konuları incelediğimiz makalelerimize buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.