Evlilikler her zaman mutlu ve huzurlu olmaz. Çiftler arasındaki sorunlar zamanla evliliğe zarar verebilir. Çoğu insan bir evliliği sürdürmek için gerekenleri hafife alır. Çiftler evliliklerinin olumsuz yönlerini göremezler ve düzeltmek için harekete geçemezler. Sonuç olarak, evlilikte giderek daha fazla sorun yaşarlar. Evliliğinizin kötüye gittiğini düşünüyorsanız ve bunun için bir şeyler yapmak istiyorsanız “Evliliği kurtarmak için ne yapmalı?” yazımızı okuyabilirsiniz.
Kötüye Giden Evliliği Kurtarmanın Yolları
Medeni Şekilde Tartışmayı Öğrenin
Eşinizle fikir birliğine varamadığınız sorunları çözmeye çalışırken konuya odaklanın ve birbirinizi eleştirmekten, alay etmekten ve aşağılamaktan kaçının. Çatışma ve kızgınlık her ailede doğaldır. Olumsuz duygularınızı ifade edebileceğiniz güvenli bir ortam sağlamak önemlidir. Birbirinizle anlaşmazlıklar, kırgınlıklar veya problemler dile getirseniz bile, güçlü bağları koruyun. Birbirinize güvendiğinizde, sorunlarınız hakkında konuşmak ve bunları yönetmek daha kolaydır. Çatışmayı gücendirmeden yönetmeyi öğrenin. Anlaşmazlıklarda kimin haklı olduğu ana hedef haline gelirse, ikiniz de kaybedersiniz çünkü böyle bir argümandan sonra hiçbir şey çözülemez.
Birbirinizi Destekleyin
Dertlerinizi ve endişelerinizi birbirinizle paylaşın. Bunun desteklenmesi, teşvik edilmesi ve onaylanması gerekir. Bunu birbirinize inkâr etmeyin. Son araştırmalar, insanların uzun ömürlü olmasına katkıda bulunan faktörlerden birinin “onay” olduğunu göstermiştir. Bu yüzden evli insanlar daha uzun yaşarlar çünkü hayatlarında onaylayan birileri vardır. Kişi onay almak ve onaylandığında kendini daha iyi hissetmek için pek çok şey yapar. Kendini daha iyi hisseden insanlar iyi davranışlarını sürdürürler.
Romantizmi Es Geçmeyin
İlişkinizde arkadaşlığa, dostluğa ve diyaloğa değer verin. Birbirinizle ilk kez tanışıyormuş gibi konuşun ve sohbet edin. Birlikte kalabilmek, bağlantıda kalmak, birlikte vakit geçirmek ve paylaşmak çok önemlidir. Ortak ilgi alanlarınız, hayalleriniz, hedefleriniz olsun. Ortak aktiviteler yapın, birlikte eğlenin ve rahatlayın. Ayrıca dayanışma içinde birbirinize nefes alma alanı vermek de çok önemli. Mutlu bir birlikteliğin ne çok uzak ne de çok bağımlı olması sağlıklıdır.
Evliliğinizde romantizmi canlı tutmak için birlikte çalışın. Evlilik hayatınızın başlarında yaptığınız gibi fırsatlar yaratmaya çalışın. Romantizm evlilikte kolayca unutulur, ancak aynı zamanda her zaman ihtiyaç duyulur.
Adil Olun
Mutlu, huzurlu ve uyumlu bir evliliğin ilk şartı, karı kocanın hayatı adil bir şekilde paylaşmasıdır. Eşlerden biri haksızlığa uğradığında veya haksızlığa uğradığını düşündüğünde sorunlar ortaya çıkar.
Ne yazık ki günümüzde kadın ve erkeğin rolleri ve sorumlulukları arasında eşitsizlik devam ediyor. Bir erkek ve bir kadın işten aynı anda eve gelirler, kadın mutfağa girer ya da çocuklarla ilgilenir ve adam televizyonun karşısına oturur. Bu olay karşısında rahatsız olan kadın sesini çıkarmaz ama kızgın olur. İşi bittiğinde, enerjisi tükenmiş, yüzü asık ve yorgun kadın, kocasının yanına gider ve bu sefer kocası ona “Hep yorgunsun.” diye çıkışır.
Adalet duygusu, bütün evlilikleri kurtaran bir duygudur. Çünkü her iki taraf da birbirine haksızlık yapmamaya odaklanmıştır. Eşler birbirlerine karşı tam bir adalet ile hareket ettiğinde, sadece kendi haklarını değil, eşinin de ihtiyaçlarını ve arzularını gözeterek haklarını korur. Bunu yapabilmek için, kendinizi başkalarının yerine koyma yeteneğini geliştirmeniz gerekir.
Bir Aileniz Olduğunu Unutmayın
Birlikte büyüdüğünüz aileden (ebeveynler, kardeşler) duygusal ve fiziksel olarak ayrı olmalısınız. Tabii ki, bu onlardan tamamen kurtulmanız gerektiği anlamına gelmez. Onlarla geçirdiğiniz zaman, eşiniz ve çocuklarınızla geçirdiğiniz zamanla dengelenmelidir.
Kendi ailenize odaklanın ve artık ayrı bir aileniz olduğunu unutmayın. Bir kadın ya da erkek, eşinden ya da çocuklarından çok anne-babası ve kardeşleri ile vakit geçiriyorsa, o evlilikte sorun yaşanmaması mümkün değildir. Hem eşler hem de çocuklar kendilerini ihmal edilmiş hissederler ve daha az paylaşımla aralarındaki bağ zayıflar. Ortak bir amaç, ortak bir yaşam yoktur. Bazı durumlarda, hastalık, ihtiyaç vb. elbette anne babanıza ve kardeşlerinize bakmak isteyebilirsiniz, bundan daha doğal ve güzel bir şey yok. Ama her balınız sıkıştığında anne babanıza gitmemelisiniz.